Dünyayı daha düzgün bir yere getirmek gayesiyle fosil yakıtlara bir alternatif olarak elektrikli otomobiller ortaya çıktı. Aslında bu otomobiller da gücünü tekrar bir yere bağlı olarak alıyor ancak en azından fosil yakıtlardan daha temiz bir güç kaynağı olarak gösteriliyor.
Sınırsız Güneş gücüyle tam çevreci bir otomobil yapma fikriyle yolan çıkan firmalar, birçok sefer Güneş panelinden gücünü alan otomobil tasarımı yapmaya çalıştı. Pekala neden Güneş gücüne sahip arabaları yapamıyoruz?
İlk elektrikli otomobilin 1835 yılında yapıldığını biliyor muydunuz?
Aslında elektrikli otomobillerin geçmişi hiç de kısa değil, 1835 yılında Thomas Davenport tarafından elektrikle çalışan bir otomobil yapıldı. Fakat şimdi teknoloji o devirlerde kâfi seviyede değildi ve bu fikir takviye görmedi. Örneğin 1912 yılında elektrikli otomobil 1.750 dolar iken benzinli otomobil 650 dolara satılıyordu.
Benzinli otomobiller o devir hem daha güçlüydü hem de akaryakıta ulaşım daha kolay olmasından ötürü elektrikli arabaları kısa bir müddetliğine tarihin tozlu sayfalarına gömmeyi başardı.
Son yıllarda elektrikli otomobiller, otomotiv kesiminde ihtilal yaptı.
Uzun yıllar boyunca fosil yakıtlardan gücünü alan otomobiller, artık yeni güçlerini elektrikten almaya başladı. Otomotiv dünyasında -başta Tesla olmak üzere- gelecekten gelmiş üzere görünen dizaynlarla birlikte insanların tercihi artık bu yenilikçi otomobiller olmaya başladı. Tesla ile birlike birçok şirket, elektrikli otomotivlere yatırım yapmaya başladı.
Elektrikli otomobiller âlâ olmalarına karşın birçok dezavantaja da sahip. Pekala bu otomobiller yerine direkt olarak gücünü Güneş’ten alan Güneş panelli arabalar üretilebilir mi?
Güneş’in fiyatsız olarak bize sunduğu güçle birlikte otomobillerin %100 tabiat dostu olması birinci başta çok âlâ bir fikir olarak gelebilir.
Fakat bu fikir, günümüz dünyasında başarılı bir plan olmaktan uzak bir durumda. Otomobillerin yüksek güçlere sahip olması gerektiğini hepimiz biliriz. Otomobillerin muhtaçlık duyduğu bu gücü şu an Güneş panellerinin çok verimli olmayan teknolojisi yüzünden Güneş’ten almamız mümkün görünmüyor.
Güneş panelleri, güç üretmek için büyük alanlara muhtaçlık duymaktadır. Otomobillerin kısıtlı bir alanı olmasından ötürü, üretilen enerji araba için yetersiz kalacaktır.
Güneş panellerini geliştirirsek sıradaki sorun Güneş’in her vakit zirvemizde olmaması.
Güneş ışığının en verimli olduğu saatler, her ülkenin öğle saatleridir. Ayrıyeten Güneş gücünün yalnızca %55’inin de Dünya’ya ulaştığını söylememiz gerekiyor.
Durum böyleyken Güneş panelinden güç alan otomobiller, yalnızca öğle saatlerinde azamî oranda enerji üretebilecek. Bundan ötürü, otomobilin gereksinim duyduğu güç ölçüsünün gün içinde üretilmesinin güç olacağı düşünülüyor.
Diyelim ki günde 10 saat Güneş’in zirvemizde olduğu bir yerde yaşıyoruz, pekala ya hava bulutlu olursa? O gün yağmur yağarsa otomobilimizi kullanamayacak mıyız?
Güneş’in hiç batmadığı bir Dünya oluştursak bile bu sefer maliyet ve verimlilik problemleri karşımıza çıkıyor.
Bu enerjiyi kullanabilmek için harika bir Dünya’mızın var olduğunu, Güneş’in bu Dünya’yı sıcaktan kavurduğunu varsayalım. Bu sayede Güneş panelleri için inanılmaz bir güç olacaktır.
Bu gerçek olsaydı bile maliyetler bize sorun çıkaracaktır. Yapılan bir araştırmaya nazaran yalnızca Güneş panellerini otomobillere uygun hale getirip kullanmak için araba başı 10.000 $’lık bir fiyat çıkmaktadır. Bu da yurt dışındaki otomobil fiyatlarını düşündüğümüz vakit yüksek bir maliyet olarak göze çarpıyor.
Paramız çok, kâfi ki bu teknolojiyi kullanmak istiyoruz deseniz bile bu sefer de panellerin verimliliği canınızı sıkabilir. Paneller, elektrik gücü üretmek için fotovoltaik hücreler kullanır. Güneş ışığı, PV hücrelerine çarptığı vakit elektrik üretimi gerçekleştirilir.
Bu hücrelerin verimliliği ise yalnızca %20. Yani Güneş ışınının yalnızca %20’si bizim için kullanılabilir oluyor.
Çözülmesi bu kadar sıkıntı bahis olmasına karşın yeniden de Güneş enerjili Lightyear 0, ön siparişe açıldı.
Hollandalılar tarafından geliştirilen Lightyear 0, Güneş gücüyle çalışabiliyor. Elektrikle 625 kilometre gidebilen araç, üstünde bulunan Güneş panelleri sayesinde de 70 kilometrelik bir aralık gidebiliyor.
Arabanın üstü Güneş panelleri ile kaplı ve bu sayede açık bir havada otomobil 35 kilometrelik bir dolum yapabilir. Ayrıyeten şirketin açıklamasına nazaran; sıcak yerlerde, örneğin Afrika’da araç tek şarjla 7 ay boyunca kullanılabilir.
Şu an hayli yeni bir teknoloji olduğundan ötürü bu bilgilerin ne kadar gerçek olduğu, aracın son kullanıcıyla buluşmasından sonra belirli olacaktır. Lightyear 0‘ı şu an satın almak isterseniz 250.000 €’luk bir fiyat ödemeniz gerekiyor (ülkemizdeki vergiler hariç).
Güneş gücüyle çalışan araba almak yerine 2 tane Model X alınabilir.
Güneş gücüyle çalışan Lightyear 0‘a 250.000 €’luk bir fiyat vermek şu an için çok yüksek. Öte yandan Tesla’nın Model X’inin güçlendirilmiş Plaid versiyonu 130.000 $’a satın alınabiliyor.
Yani 1 adet Güneş gücüyle çalışan otomobil yerine 2 adet son model elektrikli otomobil almak mümkün. Güneş panel teknolojisinin ucuzlamasıyla birlikte tahminen de gelecekte daha fazla Lightyear 0 üzere otomobiller görebiliriz ama şu an için yalnızca çok kısıtlı bir güçlü grubun ilgisini çekiyor.
Bu tip otomobilleri yakın bir gelecekte yaygın bir biçimde görmek mümkün görünmüyor. Sıradan üniversitelerin gereksiz araçlarıyla yönetim etmeye devam…
Kaynaklar: Livelywatt , RoadandTrack
