Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın kendine yakın vakıflar aracılığıyla ABD’ye para aktardığına dair tezi gündemden düşmüyor. Para transferinin bilhassa TÜRGEV ve Ensar üzerinden yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, bunun tıpkı vakitte Erdoğan ailesinin kaçış planı olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun, SADAT’ın önene gitmesinden sonra yaptığı ikinci atılımın vakıflar üzerinden oluşturulan yapıların deşifresi olması tıpkı vakitte seçim öncesi muhalefetin vitesi yükselttiğini de gösteriyor.
BirGün’nden Umut Serdaroğlu’nun haberin nazaran, uzmanlar ekonomik kriz içerisinde gayret eden yurttaşların ülkenin kaynaklarının nerelere harcandığını dair çok daha hassas olduklarını söylerken Kılçdaroğlu’nun bu ve gibisi, atılımlarının olumlu sonuç ürettiğini söz ettiler. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaların çabucak akabinde AKP kanadında yaşanan panik havası birebir vakitte uzmanların değerlendirmelerini doğrular nitelikte.
Hatırlanacağı üzere Kılıçdaroğlu, iktidarı sıkıştırmaya yönelik muhalefetteki önemli adımı elektrik artırımına yönelik attı. Ocak’ta gelen yüzde 127’lik fahiş artırımı protesto etmek ve aylarca elektriksiz kalan yaklaşık 4 milyon yurttaşın yüzleştiği problemleri lisana getirmek için fatura ödemeyi reddetti. Yedi gün süren bu süreçte Kılıçdaroğlu elektriği olmayan birçok aileyi ziyaret etti, meskeninde üniversite öğrencilerini ağırladı. Akabinde da SADAT ve vakıf atakları geldi.
İZLENEN BAĞLANTI STRATEJİSİ GERÇEK
Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk yapan şirketler hakkında yaptığı açıklamalarla ilgili konuşan Aksoy Araştırma’nın kurucusu Ertan Aksoy, “Ekonomik krizin olduğu periyotlarda yolsuzluk içeren her şey seçmende olağan periyoda nazaran daha büyük bir karşılık bulur” dedi. Ülke kriz içerisindeyken paylaşılan bu bilgilerin hakikat bir strateji olduğunun altını çizen Aksoy, “Ülkede kriz yokken tahminen açıklamalar önemsenmeyebilirdi. Lakin kaynak sorunun yaşandığı periyotta paraların yurt dışına kaçırıldığı tez edilmesi katiyetle seçmen üzerinde tesirli olacak” diye konuştu.
Muhalefetin, izleyeceği siyasetin içerisinde yanlışsız tenkit ve vaatlerle toplumun umudu olması gerektiğine değinen Aksoy şöyle devam etti:
“Baktığımızda inanç ve kimlik üzerinden yapılan siyaset ve tenkitler tartışmaları da beraberinde getirir. Fakat şu anda izlediği üzere kaynakların kullanımı üzerinden yapılacak her tenkit hakikat siyasettir ve bu bahiste tenkitlerine, açıklamalarına devam etmeleri gerekir.”
Bu tıp açıklamaların da kesinlikle devamının geleceğini düşündüğünü belirten Aksoy, “Anladığımız kadarıyla bürokrasiden bilgi akışı güçlenmiş duruyor. Neredeyse 20 yıllık bir iktidar var. Bu süreçte yaşanan aksilikler belirli ki muhalefetin gündeminde kalacak ve bu durum seçime kadar sürecek. Şu anda toplum nitelikli yoksulluk içerisinde. Nitelikli insanların bile fakir olduğu ülkede kaynağın yurtdışına çıktığını görmek bir günlük gündem olarak kalmaz” diye aktardı.
Son olarak Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından sonra AKP’li bakanların teker teker açıklamalarda bulunma nedenine de değinen Aksoy “Yapılan açıklama AKP’ye anında yanıt verme muhtaçlığı doğurdu. Lakin direkt bahse yanıt vermek yerine dolaylı yoldan öteki tezler ortay atmak paniğin göstergesidir. Siyasette evet ya da hayır vardır ve bunun dışındaki cevaplar irtibat gürültüsü yapma uğraşıdır. Bu açıklamalar yalnızca kendi seçmenini rahatlatır, AKP’den kopan yüzde 20’lik seçmene tesir etmez” diye konuştu.
GÜNDEMİ MUHALEFET BELİRLEMEYE BAŞLADI
Bir müddettir Erdoğan’ın gündemin gerisinde kaldığını söyleyen siyasal bağlantı danışmanı Suat Özçelebi, muhalefetin ekonomik buhrana yönelik izlediği siyasetlerin da çok pahalı olduğunu söyledi. Özçelebi, “4 milyon elektriği kesilmiş yurttaşla empati yaparak, meskeninde elektriği kesilmesi kıymetine dayanışma göstererek yaşanan problemlere işaret ediyor. Bunlara ait tahlil tekliflerini de lisana getiriyor. Kaftancıoğlu’na getirilen siyaset yasağına karşı verdiği reaksiyon, mitingin Bursa’dan İstanbul’a alınması, SADAT önünde yaptığı açıklamaların muhalefet stratejisinin kesimleri olarak okumak mümkün” diye konuştu.
Bütün bu sürecin Kılıçdaroğlu’nun kutuplaşmayı kırmaya karar vermesiyle başladığını lisana getiren Özçelebi, “Erdoğan kendi kabuğuna çekiliyor, kendi kendine bir duvar ördü. İktidar seçmeni kriz ortamında sorgulama yaşıyor. Kararsızlarda yer alanlarda önemli baş karışıklığı yaratacak ataklar bunlar. Herkes büyük maddi ezalar yaşarken bu cins savlar daha kolay karşılık bulur” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun izlediği siyasetlerin anketlere şimdi yansımadığını söyleyen Özçelebi, “Bunun sebebi AKP ve MHP’den kopan oyların çoğunlukla CHP’de toplanmaması. Merkez sağ bir adres daha mümkün bu kitle için. Bilhassa GÜZEL Parti ve ittifakta bulunan başka partilerin dayanağıyla bu sürecin iktidarın aleyhine döndüğünü söylemek mümkün” diye konuştu.
Özçelebi muhalefetin atakların ardında seçmene itimat vermeye uğraşının da olduğunu belirterek, “Kimi etraflarda, seçimlerin yapılmayacağı, AK Parti’nin ne olursa olsun iktidardan gitmeyeceği üzere seçmende yılgınlık, kaygı yaratan telaffuzlara, iklime cepheden savaş açmış durumda. Bunu iktidarı sandıkta göndereceğiz, seçimlerin yapılmaması mümkünlüğü yok ve seçimlerde güvenliği her şartta sağlayacağız, her şeyin farkındayız diyerek gösteriyor” diye konuştu.
Son olarak savlı kararları verirken adımların daha dikkatli atılması gerektiğini söyleyen Özçelebi, “Erdoğan’a ferdî olarak yapılan çıkışların, AKP’den kopacak seçmende direnç oluşturma, kararsızları yine sorgulamaya itme üzere riskleri var. Bu yüzden kararsız seçmenler için seçime kadar dikkatli bir lisan ve siyaset geliştirilmeli” dedi.
