Her araba tutkunu, kendi hayat üslubuna ve zevkine nazaran olan otomobilleri beğenir, ileride o otomobile sahip olabilmek için hayaller kurar.Lowrider otomobil sevdalıları ise lowrider kültüründe yaşadığı için bu stil otomobilleri benimser.
Gelin, Breaking Bad’de ve GTA’da da gördüğümüz ve hayran kaldığımız bu otomobilleri yakından tanıyalım.
İçeriği bu müzik eşliğinde okumanızı tavsiye ediyoruz:
1920’li yıllarda Amerika’da başlayan modifiye otomobil sevdası ile lowrider kültürünün temelleri atılıyor.
O periyotlarda seri üretim otomobillerin artması ve fiyatların daha ulaşılabilir olması ile herkes çarçabuk otomobil alabiliyordu. Bu sayede, aldıkları otomobilleri istedikleri üzere modifiye edip yarış yapabiliyorlardı.
Daha sonraları bu modifiye sevdası, yerini süratten çok dış görünüşe bırakınca lowrider kültürü oluşmaya başladı.
Daha evvelce modifiyenin emeli yalnızca süratli olmak ve yarışları kazanmak iken artık kişiselleştirilmiş ve gösterişli dış dizaynlara sahip olmaktı.
Bu kültür; Chicano’lar denilen Meksikalı Amerikanların kendi usullerini yansıttıkları araçları ile eski bir Meksika geleneği olan “Paseo”nun yani piyasa yapmanın çağdaş hali olarak ortaya çıktı.
Buradaki gaye, itinaya bezene tasarladıkları gösterişli araçları ile bayan ya da erkekleri etkilemek ve flörtleşmek.
Bu kültürü Meksikalı Amerikanların yaymasının bir öbür nedeni de maruz kaldıkları ırkçılığa başkaldırı olarak, istenmedikleri bölgelerde gösterişli otomobilleri ile gezmeleri.
İş aramak için Meksika’dan göç eden ve düşük gelir düzeyine sahip Meksikalı Amerikanlar, “Bario” olarak isimlendirdikleri getto mahallelerine sıkışıp kalmışlardı. 1940’lı ve 50’li yıllarda ise genç jenerasyon; ebeveynlerinin bilakis, bu duruma bir başkaldırı olarak beyazların çoğunlukta yaşadığı bölgelerde otomobilleriyle gezip alışveriş yapmaktan, plajlara gitmekten çekinmediler. Böylece lowrider’ı bir başkaldırı kültürü haline getirdiler.
İlk lowrider’larda araç sahipleri, arabayı daha alçak yapabilmek için bagaja tuğla ve kum torbası üzere tartı yapacak eşyalar koyuyorlardı.
Çok geçmeden bu durumdan rahatsız olunması ile 1958 yılında California eyaletinde otomobillerin çamurluklarının jant üst düzeyinden aşağıda olması yasaklandı.
Bu yasağın onları engelleyemeyeceğine inanan Ron Aguirre, 1959 yılında uçaklarda kullanılan hidrolik sistemi araçlara uyarlayarak bir lowrider yapmıştı.
Bu sayede, polisin olduğu yerlerde aracı olağan sürüş yüksekliğinde kullanırken istedikleri vakit da otomobillerini basık hale getirebiliyorlardı.
Polisler bu durumdan da rahatsız olunca lowrider’ların gezdikleri caddeleri trafiğe kapattılar.
Buna rağmen lowrider topluluğu da teknik değişiklikler yaparak hidrolik ve pnömatik aksamı şase içerisine gizlediler. Ayrıyeten şov ve protestolar yaparak haklarını aramaktan ve toplantılarına devam etmekten vazgeçmediler.
1960’lı yılların sonunda lowrider kültürünü benimseyenlerin ön planda olmasıyla bu kültür tanınmaya başlandı ve günümüze kadar geldi.
War müzik kümesinin “Low Rider” isimli şarkı yapması, “Chico and The Man” ismi ile “Chicano” kültürü hakkında belgesel yapılması ve pek çok sanat kısmında lowrider arabalara yer verilmesi bu akımın yayılmasında kıymetli rol oynadı.
Meraklısı için lowrider’lar:
